24 Mayıs 2007 Perşembe

HAYALETLER...(GHOSTS)

Hayaletler olmasaydı ne olurdu? Burada niyetim, yeri olmadığından, metafizik bir tartışmaya girmek değildir, kaldı ki spiritüalizm ile aram hiç hoş değildir, hayaletlere inanmam ve hiç hayalet görmedim, belki inanmadığım için. İnanmam, görmedim ama hayaletlerin ve her tür iyi sıhhatte olsunların sinemasal ve yazınsal işlevini ve hatta gerekliliğini hiç inkar etmiyorum. Hayaletler olmasaydı Gotik yazın çok şey kaybederdi, korku sineması - ve salt korku sineması değil - önemli bir kaynaktan mahrum olurdu. Neden "salt korku sineması değil" diyorum? Çünkü, bildiğiniz gibi, hayaletlerin her türlüsü vardır, komik ve romantik olanlar dahil olmak üzere. Hayaletler olmasaydı, üstelik, kimi şatolar da, özellikle İngiltere'dekiler (dilerseniz 'Britanya'dakiler), kişiliklerinden ve lanetli atmosferlerinden çok şey kaybetmiş olurlardı, çünkü, malum, şato denilince akla gelen ilk şey, soylu bakirelerden ve zırhlı kahramanlardan sonra, hayaletler oluyor.

0 Comments: