10 Temmuz 2007 Salı

Sevgilim Bugün Gelme...



Romantizm ve realizm akımları arasındaki geçiş döneminde siyasal şiirin öncüsü olan Alman şair Heinrich Heine bu romanda kendisini anlatıyor.
Çok hastaydı Heine...Sekiz yıldır yatıyordu.Tutmuyordu artık bacakları.Sol gözünü çoktan yitirmişti.Sağ gözüyle görebilmesi için ise sürekli kendiliğinden kapanan göz kapağını kaldırması gerekiyordu.Ne yazık ki bunu da her zaman kendi başına yapamıyordu.Yakalandığı omurilik veremi engelliyordu hareket etmesini.Hiç beklemediği bir anda bedenine saplanan ve onu nefessiz bırakan sancılarını geçirdiği sinir krizleri izliyordu.

Heine bir yaz akşamı yürüyüşe çıktığı Paris caddelerinden birinde tanışmıştı karısıyla.Bir ayakkabı mağazasının önünde sırtını kapıya yaslamış olan satıcı kız Mathilde ona gülümsediği anda aşık olmuşlardı birbirlerine...O gün o mağazanın kapısına yaslanmış 19 yaşındaki genç kızla,37'sindeki iyi giyimli,yakışıklı ve ünlü erkeği birbirine yakıştırmayıp,ilişkilerinin çok kısa süreceğini söyleyenler ne kadar yanılacaklarını yıllar sonra anlayacaklardı.
Derin bir aşkla bağlıydı Mathilde'ye...Onun son derece temiz,dürüst ve iyi yürekli biri olduğunu anlatıyordu herkese.Aslında Mathilde ona göre bir çocuktu.Fakat zarif bir kadın değildi Mathilde.Olmayacaktı da.Ve Heine bunun farkındaydı.Bu durumun onurlu ve kültürlü bir insan için ne kadar acı çektiren bir alın yazısı olduğunu düşünüyordu.Doğru dürüst okuma yazması bile yoktu Mathilde'nin.Heine bu yüzden onu insan içine çıkarmaya utanıyor,eve davet etmekten özenle kaçındığı doslarıyla buluşmaya da hep yalnız başına gidiyordu.

Aslında başkaları fark etmedikçe onun bu eksikliklerini pek de önemsemiyordu.Mathilde vefalı ve sadık bir kadındı.

Yatalak şairin son aylarını aşık ve mutlu geçirmesini sağlayan,ona en iyi şiirlerini yazdıran ziyaretçi Mathilde değildi;bu kız Elise Krienitz'di.Elise'de yazılar yazıp Heine'ye gösteriyordu.Elise ,Heine'nin son mektubunu 1856'nın 14 Şubatı'nda aldı.

"Sevgilim, bugün gelme;korkunç bir migren ağrısı çekiyorum.Yarın gel."dedi.Biricik Elisa'sı bir gün sonra yanına gittiğinde ona öfkeyle şöyle söyledi:

"Sonunda gelebildin!"Yüzü iyice solmuş,dudaklarının rengi kaçmıştı...
Son derece hüzünlü görünüyordu.Küçük sevgilisini yanına çağırıp yüzünü,şapkasının kurdelasını okşadı.Küçük, odadan çıkarken seslendi arkasından:"Yarın bekliyorum unutma!.."

Yanına kimseyi sokmadılar ertesi gün...17 Şubat günü küçücük bir çocuğunkini andıran bedeni artık cansızdı.59 yıllık hayatı sona ermişti...

Soğuk ve gri bir Şubat günü Montmartre Mezarlığına götürdüler onu.100 kişiyi geçmeyen kalabalığın arasında Paris'te yaşayan Almanlar,Fransız yazarlar ve gazeteciler vardı.Vasiyetine uyuldu Heine'nin...Ne konuşma yapıldı, ne de dua okundu...Cenaze töreni bittikten sonra kalabalık Montmartre'a geldiği gibi sessizce dağıldı.


















1 Comment:

Adsız said...

Ben almanyadan sevgi, gercekten cok guzel bir blog, eger twitter veya facebook sayfasi varsa hemen
ekliycegim.